Kişinin yüz özelliklerini göz önüne alarak, bireye özel en güzel gülüşün tasarlanmasıdır. Bu tasarım sadece diş beyazlatma ile olabileceği gibi, aynı zamanda ön dişlere estetik restorasyonlarla diş eti estetiğinin sağlanması, arka diş kayıplarında yanak ve dudaklara destek ve botoks uygulamaları ile bütünlenir. Yüz şekli, ten rengi, dudak yapısı göz önüne alınıp, klinik ve laboratuvar ortamında çalışmalar yapılır.
Gülüş tasarımında çok önemlidir. Estetik gülüşte diş etleri belli bir oranda görünmelidir. Yapılacak ilk işlem; diş etleri sağlıksızsa tedavilerinin yapılmasıdır. Bu problemlerin giderilmesinin ardından, gülüş estetiği için gereken şekil ve uzunlukta, kişiye özel formlar hazırlanmalıdır. Diş eti şekillendirmesi, kuron boylarının uzatılması gereken durumlarda, estetik restorasyonlarla beraber uygulanabilir.
Dişlerin yapısında oluşan ve estetik açıdan sorun yaratan renklenmeleri giderme işlemidir. Beyazlatma yapılmadan önce mutlaka diş eti tedavisi ve tam bir ağız - diş muayenesinin yapılması gereklidir.
Bazı özel durumlar (hamileler, süt veren, emzirenler), 18 yaş altında olanlar, diş yüzeyinde çürük olanlar, diş hassasiyeti olanlar, dişe ait yapısal bozukluğu olanlarda beyazlatma yapılmamalıdır.
Uygulamaları kliniğimizde yapılmaktadır.
Çoğunlukla estetik ve güzellik alanıyla ilişkilendirilen botoks, ticari bir marka ismi olmasına rağmen, işlemin ismi olarak hasta literatürüne geçmiştir. Tıpta çok farklı tedavide kullanılmakta olan botoks, kliniğimizde de eklem tedavilerinde kullanılmaktadır. Çene eklemi sorunları veya diş sıkmaya bağlı sorunlar yaşayan kişilerde, ilgili kasları gevşetir, boyun, sırt, kulak, baş, yüz ağrılarını rahatlatır, gıcırdatma alışkanlığını azaltır ve hatta zamanla çene deformasyonunu (hastanın köşelenen yüz formunu) düzeltir. Dolayısıyla botoks uygulamaları
Kelime anlamı dişe bir malzeme yapıştırmaktır. Minimal çapraşıklıklar, aralık dişler, çarpma, düşme sonucu oluşan diş fraktürleri ve dişte madde kayıplarında "bonding" yöntemi kullanılır. En büyük avantajı; diş kesilmeden uygulanabilmesidir.
Çok ilerlemiş problemlerde, lamine ve diğer estetik yöntemler tercih edilir.
Öncelikle dişlerde oluşan şekil bozuklukları, estetik problemler, ortodontik tedavilerle düzeltilemeyecek çapraşıklıklarda diş yüzeyinden minimum kesim yapılarak uygulanan yaprak kalınlığındaki porselenlerdir.
Günümüzde estetik beklentilerin artması ve diş hekimliğinde de yapıştırma teknolojilerinin ilerlemesi ile bu restorasyonlar çok yaygınlaşmıştır. Yapım sürecinin kısa olması ve dişlerin sadece ön yüzeyine uygulanması hastaların tercih sebebi olmuştur.
Hiç kesim yapılmadan ya da minimum rötuşlarla çalışıldığı için hasta ve hekim açısından tercih edilme oranı yüksektir. Feldspar malzemesi, ışık geçirgenliği yüksek olduğu için, estetiğin önemli olduğu; özellikle ön bölge protezlerinde tercih edilir. İçerik olarak bakıldığında da diş porselen sistemlerinin çoğunluğu günümüzde feldspar ihtiva etmektedir.
Teknolojinin gelişimi ile birlikte, metal altyapılı protezlerin yerini, daha estetik materyallerden olan zirkonyum aldı. Metallerin alerjik reaksiyonlara yol açması, diş etlerindeki renklenmelere ve estetik sıkıntılara sebep olmaları nedeniyle zirkonyum kullanımı artmıştır. Bilgisayar destekli sistemlerin gelişmesi, zirkonyumların gerek ağız dokularıyla uyumları gerek estetik kaygıları gidermeleri nedeniyle popülaritelerini de artırmıştır.
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte monolitik zirkonyumlar, özellikle arka bölgelerde kuvvetlere karşı daha dirençli olmaları, estetik görünümleri ve kısa zamanda (CAD/CAM uygulamaları ile) ağız içine yerleştirilmeleri nedeniyle tercih sebebi olmaktadırlar.